Haftasonu Dedeağaç-13 Aralık 2014

Daha önce hiç Yunanistan’a gitmemiştim.Yakın olana nasıl olsa bir gün gidilir diye mi düşündüm bilmiyorum ama Yunanistan’a gitmek konusunda özel bir motivasyonum da olmamıştı.Ateş geçtiğimiz yıl bir haftasonu, cuma gününü de izin alarak 3 gün için arkadaşları ile gitmişti.Dedeağaç ve Kavala’yı gezdiler.Dönüşte nefis Kavala kurabiyeleri getirdi ve özellikle deniz ürünlerini anlata anlata bitiremedi.

Cumartesi sabah 7 de evden çıktık.Yol üzerinde ilk Silivri’ye uğrayarak çocukları babanelerine bıraktık.Bloğumun kuruluş amacı çocukla gezmeyi özendirmek ama okul zamanı bir gün için çocukla onca yol çok kolay değil.Efe’nin dersleri ,Ela’nın da araba yolculuğunda miğde bulantısı gibi faktörler nedeni ile bu gezide çocuksuzduk.Önce Tekirdağ’da Melih Öge Tekirdağ köftecisine uğradık.Burası, benzin istasyonunun yanında,sabah kahvaltısında kavurmalı yumurtası ve işkembe-paça çorbası çok güzel olan bir yer.Daha önce Çanakkale seyahatimizde de aynı yerde kahvaltımızı etmiştik.Bilge ve ben güzel bir menemen ,Ateş ise kavurmalı yumurta ve işkembe çorbası ile kahvaltımızı yaptık.Kahvaltının ardından yola devam ettik.İpsala sınır kapısından Yunanistan’a girdikten sonra Dedeağaç yaklaşık 40 km.Komşuda güneşli bir hava bizi karşıladı.Daha otele girmeden sahil tarafına yöneldik.Arabamızı park ettiğimiz gibi caddeyi gezmeye başladık.

IMG_0905
sahile paralel ana cadde
IMG_0910
sahildeki fener
IMG_0912
sahil şeridi,yürüyüş yolu,caddenin diğer tarafında da tavernalar.

Dedeağaç,meşhur fenerin de bulunduğu denize paralel sahil şeridi ve onun iç paralelindeki dükkanların ve cafelerin olduğu ana caddeden oluşuyor.Hayat bu iki caddede akıyor.İç kısımdaki caddeden sahile inen dar sokaklarda ise bir sürü cafe ve bar mevcut.Her birinin önüne masaları çıkartmışlar,elektrikli sobalar dışarıda ve hepsi cıvıl cıvıl.Yazın nasıl olduğunu tahmin edebiliyorum.Cafelerin masaları da kaldırıma taşmış.İnsanlar gayet süslü,kadınlar şık bakımlı.Fiyatlar çok ucuz.Bir espresso 1 euro.Yanında bardağınız boşaldıkça doldurdukları sular ve bir tabak içinde gelen kurabiyeler ve kekler de cabası.4 kişi 7-8 euro’ya masadan kalkıyorsunuz.Avrupa’nın genelinde olduğu gibi mağazalar öğlen kapalı.Bazılarının kapısında ise 17.00 de  açacağına dair not vardı.Kahvelerimizi içip sahil şeridinde dolaştıktan sonra otelimize devam ettik.Bu arada sahil tarafındaki caddede bir çok balık restorantı ve tavernalar var.Her biri birbirine benziyor.İnternette okuduğum kadarı ile de her biri ucuz ve çok lezzetli.

Otele eşyalarımızı bıraktıktan sonra Ayayorgi tarafına doğru gittik.Burada St.George’s Taverna (tavern of agios georgios) adlı mekanda öğle yemeğimizi yedik.

IMG_0917

Daha önce Ateş gelmiş ve çok beğenmiş.Gerçekten de yemekleri muhteşemdi.Zeytinliklerin arasından ince bir yoldan denize doğru gittiğinizde sahile varmadan taverna karşınıza çıkıyor.Tam denize karşı ve manzarası doğal olarak müthiş.

IMG_0928
giriş kapısı,yazın verandasında oturuluyor.
IMG_0920
ekmekler fırından masaya.
IMG_0924
manzara müthiş

İçinde bir taş fırın var.Ekmekler sıcacık fırından çıkmış bir şekilde masaya geliyor.Yeni yıl öncesi mekanı çok da keyifli bir şekilde süslemişlerdi.Biz deniz mahsullü rizotto,ızgara talagan peyniri,ızgara mantar,ahtapot,ıspanak salatası,domatesli kalamar,arpa şehriyeye benzeyen domatesli bir çeşit pilav yedik.

IMG_0933

Her biri birbirinden lezzetliydi.Yemeklerin ardından gelen,çukulatalı ıslak kek ve mozaik pastadan oluşan tatlı tabağı da muhteşemdi.

Yemekten sonra otelimize geldik.Otelimizin adı Astir Egnatia,denize sıfır ve aynı zamanda şehir merkezine de yürüyüş mesafesinde.

IMG_0916
odamızın balkonundan deniz manzarası

Otel, Astir ve Egnatia olmak üzere 2 kısımdan oluşuyor.Otelin hemen yanında çamlık bir alan var.Burada ve sahil şeridinde spor yapılabilir.Odalar eski ama 1 gece kalınacak bir yerde çok da önemli değil bence.Genel olarak temiz ve kahvaltısı da çok seçenekli.

IMG_0915
otelin lobisi akşam sohbetleri için keyifli

Eşyalarımızı bıraktıktan sonra Ateş yemek sonrası dinlenmek ve kitap okumak için odasına çekildi.Biz ise Dedeağaç’ı biraz daha keşfedelim diye sokak aralarına daldık.Ne bulduk derseniz hemen söyleyeyim.Hiç bir şey:) Bizim Kumburgaz,Selimpaşa gibi yazlık yerlerimiz kıvamında.Evler genel olarak kocaman balkonlu.Ama hepsi apartman şeklinde.Çoğunun dış cephesi de eskimiş,boyaları dökülmüş.Albenisi olan bir yer değil.Ama söz konusu yemek ve İstanbul’a yakınlık olunca mutlaka haftasonu uğranmalı bence..Sahilde bir feribot iskelesi vardı.Buradan Yunan Adalarına geçiş mümkün.Hatta Çanakkale’den de buraya feribot ile de gelinebilir.

IMG_0948
yeni yıl panayırı

IMG_0947

Sahilin bir iç paralelindeki ana caddede noel panayırı gibi bir etkinlik alanı kurulmuştu.Orkestra hazırlık yapıyordu,ağaçlar yeni yıl süsleri ile süslenmişti.Minik bir lunapark gibi çocuklar için oyuncaklar yerleştiriliyorduAkşam burada bir eğlence olacağını tahmin etmek zor olmadı.

Yine bir cafede latte,çay vs içerek otele döndük.

IMG_0981

Odamızda biraz sohbet muhabbet.Aslında akşam yemeğine acıkabilmek için vakit geçirdik desem yalan olmaz.Otelin  internet bağlantısı odalarda güzel çekmiyor.Ama lobide sorun yok.Akşam yemeği için tercihimiz panayır yerinin hemen yanındaki sokaklardan birinde olan Nisiotiko oldu.Özellikle kapısını çok güzel süslemişler.İçerisinin ortamı da gayet sıcak ve sade..Yunan salatası,kabak kızartma,kuru cacık,füme uskumru,deniz mahsullü pilav….ve adını hatırlayamadığım başka şeyler…Genel olarak çok lezzetliydi.4 kişi 70 euro hesap ödedik.Sonra  bu kadar yemeğe karabasan görmemek için soğuğa rağmen yürüyüş yaptık..

IMG_0967
Evli ve iki çocuklu bir adama asılırken:)
IMG_0964
bu kapıdan girmek bile pozitif enerji ile dolmaya yeter..

IMG_0966

PAZAR

Pazar günü kahvaltımızın hemen ardından otelden ayrıldık.Çıkışta freeshop’a uğradık.Yunan tarafında bizimkine kıyasla daha fazla çeşit var.Tekirdağ’da Bilge’nin tavsiyesi ile Ünal Peynircilik’de durduk ve çeşit çeşit peynir aldık.Bu kadar çok peyniri bir arada görünce kafam durdu.Özellikle dil peyniri harikaydı.Dil peynirli tostunu da kesinlikle tavsiye ederim.

IMG_0974

Tekirdağ’a vardığımızda öğlen olmuştu ve ”Meşhur Kardeşler Köftecisi”’nde bir yemek molası verdik..Sonrası klasik…İstanbul ‘da bir pazar günü  TEM ve köprü trafiği….

Dedeağaç’a gitmenizi tavsiye ediyorum.Yazın gitmek mutlaka daha eğlenceli ve hareketli olacaktır.Üstelik denizden de faydalanma imkanınız olur.Belki feribot seferleri ile yakın adalara geçilebilir.Ama kışın bile özellikle st George’s Taverna’da yemek yemek ve ortamın keyfine varmak için gidilebilir..