Roma

Positano’daki güzel anıları yanımıza alarak sabah toparlandık.ve 11.30 gibi yola çıktık.otelin aracı bizi napoli’ye kadar götürdü.Oradan hızlı trene bindik ve roma’ya gittik.Hızlı trende yemek için napoli’den efe ile pizza alışımız ise neredeyse bir aile faciası ile sonuçlanıyordu.pizzacıda siparişimizin pişirilmesi uzun sürünce trene ucu ucuna yetiştik.o sırada ela ve ateş bizi istasyonda bekliyordu.ateş efe ile ben trenin  kalkacağı son dakikalara kadar istasyona gelmeyince o kadar merak edip endişelenmişti ki sanırım 14 yıllık evliliğimizde onu ilk defa bu kadar sinirlenmiş gördüm.bu sinirin üzerine biz üçümüz yani çocuklarla ben pizzaları afiyetle yedik:)Roma’daki otelimiz tren garına çok yakındı.Bir otel faciası da orada yaşadık.otel bir apartmanın 5.katındaydı.istasyon bölgesi ise biraz gürültülü olduğu için bizimkileri otel konusunda yine memnun edemedim..valizleri bırakıp hemen şehri gezmek üzere yola çıktık.Önce ispanyol merdivenleri ve ardından aşk çeşmesine gittik.hatta bir ara yağmur yağdı.Fantom’a giden yol üzerinde dar bir sokakta güzel bir restorantta akşam yemeğimizi yedik.16 Ekim romadaki son günümüzdü ve güneşli bir sabaha uyandık.otelimiz merkez istasyona 300 mt yürüyüş mesafesindeydi.önce yürüyerek otele çok yakın olan santa maria bazilikasını gezdik.ardından soluğu colosseom’da aldık.burayı bir saat dolaştık.vittoriano’nun tepesine çıkarak    romayı kuş bakışı seyrettik.ardından pantheon’un önünden yürüyerek piazza novano’ya vardık.o gün akşam efe ve elanın burada portresini yaptırdık.piazza campo de fiori’de yani çiçek pazarı bir kafede mola verdik.burası sabir pazar.makarnalar,çiçekler,zeytinyağları yani ne ararsanız mevcut.bizde istanbul’a götürmek üzere makarnalar aldık.oradan yürüyerek vatikan’a devam ettik.san’t angelo kalesinin önünde ele’nın güzel fotograflarını çektim.Vatikan müzesine ben çocuklarla girmek istemedim ve ateş sadece kendisine bilet alarak girdi.bense biraz çocuklarla bahçesinde oturdum sonra bahçedeki kalabalığın ve hızla akan sıranın içine karışarak bazelikayı gezdik.Vatikan’ın ardından Piazza del Popolo’da bir kahve molası verdik.çocuklarla meydandaki pandomimcileri seyrettik.oradan tekrar Novano’ya gelip çocukların kara kalem portrelerni yaptırdık.akşam yemeğini aynı sokakta yedikten sonra otelimize geri döndük ve roma maceramızı da tamamladık.Ama Vatikan’ı biraz daha uzun anlatmak isterim.Vatikanın elips şeklindeki bu meydanının tasarımını Bernini yapmıştır.Bu meydanı sağ ve soldan saran kemerler hristiyan topluluğunu kucaklayan kollar olarak yorumlanır.Bazelika’nın kapısından girince hemen sağda Michelangelo’nun Piata’sı durur.Bazelikanın içinde 147 Papa’nın gömülü oldugu söylenir.Eğer kubbesine çıkacak olursanız Roma bütün güzelliği ile seyredilir.Ama biz çocuklarla denemedik bile.kilisenin kubbesi michelangelo tarafından yapılmıştır.kubbesine çıkmak için sanırım 551 basamak tırmanmak gerekmektedir.içerdeki asansör sadece 200 basamaklık kısmı çıkmaktadır.bu denemeyi belki bir başka roma seyahatinde yapabiliriz.İşte bir tatilin daha sonuna geldik.İtalya ,havası,doğası,yemekleri,tarihi geçmişi ile bir değil bir çok defa gidilecek bir ülke bence.Biz bu gezide en güzel bölgelerinden birini gördük.Positano zaten telafuz ederken bile şiir gibi.Umarım bir gün kocamla yine geliriz ve çocuklarımız ile birlikte yaptığımız bu geziyi deniz kenarında limonçellomuzu yudumlarken anarız.9 kasım 2013 çengelköy

IMG_3236IMG_3370IMG_3369IMG_3373IMG_3407

ravello

Ravello dağın zirvesinde kurulmuş,küçük,yeşil,nefis bir kasaba.Orada Villa cimbrone bahçelerini gezdik.7 euro ücret ödeyerek aldığınız bilet ile içeri girdiğinizde,güzel bir bahçe,heykeller,yamaçtan aşağı muhteşem bir manzara ve güzel bir cafe sizi bekliyor olacak.içerde 11.yy da yapılmış tarihi binayı da görebilirsiniz.Ravello’da güzel bir öğle yemeği yedikl.Kendimize limonlu ve kavunlu yöresel içeceklerden satın aldık.Meydanında oturduk.Meydanda bir kaç ufak ve güzel resim galerileri var onları gezdik.Ayrıca bilboardlarda neredeyse tüm yazı kapsayan konser afişleri vardı.sanat ve doğanın iç içe geçtiği bu muhteşem kasabada Efe’nin yediği makarnayı paylaşmadan geçemeyeceğim.deniz mahsullü bu makarna fotografından bile ne kadar lezzetli olduğunu söylüyor..

IMG_3171IMG_3093

amalfi

Amalfi,Positano’nun doğusunda,Positano’ya sadece 20 km mesafede.Ama karayolu çok virajlı olduğu için normal bir 20 km ‘yi katettiğin sürede varamıyorsun.Yol yaklaşık 40-45 dakika sürdü.Yol üzerinde San pietro otel ve restorant var.Çok güzel bir otele benziyordu ve restorantı da oldukça meşhur ama kaldığımız otelden şöyle bir fiyat araştırması yaptık oldukça pahallı.Otelin bize söylediği fiyatlar güzel bir akşam yemeğinin kişi başlı fiyatı 100 usd şeklinde.Amalfi,positano’ya göre biraz daha büyük.en azından meydanı var.Meydanında büyük bir katedrali ve katedralin eteğinde cafeler var.Amalfi’nin kağıdı meşhur.Aldım tabiki..Kağıt ve kalem en sevdiğim ve çantamdan eksik etmediğim ikili.Küçük meydandaki kafelerden birinde oturup bir şeyler içtik.Ateş’e Pompei’nin kitabını almıştım ve onu okumaya başladı.Amalfi’ye doyunca küçük meydanın hemen dışında,sahil kenarından kalkan aynı otobüslerle Ravello’ya devam ettik.

IMG_3248IMG_3200

positano

Güzel bir sabaha uyandık.Karnımızı doyurabilecek kadar çeşit barındıran otel kahvaltımızı yaptıktan sonra bizi Positano’ya götürecek olan aracımız geldi.Positano’da kalacağımız otelin adı ”Palazzo Marzoli”ydi.Bu araç otelin makul bir ücret karşılığı verdiği servis hizmeti.4 kişilik bir aile olunca ulaşım bu şekilde ekonomik oldu.Aslında Napoli’den Capri,Sorrento,Sicilia,Positano ve amalfi’ye deniz yolu ile seferler var.Eğer deniz yolunu kullanmak isterseniz seçenek var yani..Fakat karadan gittiğimiz yola da , muhteşem manzaralar eşlik ediyordu.Aslında hava yağmurluydu.Yağmur aracımıza pıtır pıtır yağarken bir yanımız dik yamaç ve uçurumlar ve bitimi masmavi deniz,diğer yanımız alabildiğine dik bir dağ ve aracın gittiği yol karşı yönden başka bir araba geldiğinde zor sığabilecek bir genişlikteydi.Tahmin edeceğiniz gibi yol sürekli virajlı ve her viraj insanın karşısına yemyeşil-masmavi bir doğa görüntüsü çıkaran cinstendi.Yol 1 saat 20 dak.kadar sürdü.Palazzo Marzoli Resort bugüne kadar gittiğimiz yerler içinde ailemle kaldığım en güzel otellerden biriydi.Odamızın önünde kendimize ait bir teras vardı.sabahları kahvaltımızı bu terasda yapıyorduk.Önümüzden o incecik yol geçiyor ve yolun bitimi dimdik uçurum olduğu için sanki denize evinizin balkonundan bakıyormuşcasına nefis bir manzaraya hakimdi.Oteli bize tavsiye eden sevgili dostumuz Deniz ramazanoğlu’na tekrar teşekkürler.Otele girdiğimiz gibi çocuklar yatağın üzerinde zıp zıp zıplamaya başladı.Napoli’deki otelden sonra buraya bayıldılar.odamızın terasından positano

Odada biraz dinlendikten sonra doğru positano sahiline indik.Kaldığımız otelin biraz aşağısında tobacco satan küçük bir market-büfe benzeri dükkan vardı.Hem kahve,hem sigara,hem küçük kekler-pastalar,bira,kadehte şarap ve taze kahve satan bir yer.Burası aynı zamanda,Positano’ya inen ve ring sefer yapan otobüslerin biletlerini de satıyordu.İnforariobus fiyatı 1,30 euro.ama bir biletle ya inersiniz ya çıkarsınız yani fiyat tek yön için.Gerçi Positano’da inişler çok kolay.Birbirinden güzel evlerin ve çiçeklerin yer aldığı merdivenlerden oluşan dik sokaklar sizi direkt sahile indiriyor.Positano’nun sahili yok denecek kadar az ve küçük.Ama bir o kadar da cıvıl cıvıl,limon kokulu,rengaren bir yer.Küçük dükkanlarda limon desenli seramikler,limon biçiminde kokulu mumlar,sabunlar,şekerlemeler…Sahilden sağa doğru devam ettiğinizde küçük ,dar bir yaya yolu ile biraz tırmanmaya başlıyorsunuz.O tırmanışta güzel bir restorant bulduk.deniz manzarası eşliğinde lezzetli bir öğlen yemeği yedik.Akşamları otelimizin terasında biz Ateş’le sohbet ederken,çocuklar içerde bilgisayar oyunları ve TV da çizgi film ile vakit geçirdiler.Zaten genelde çizgi film bitmeden uykuya daldılar.Böylece günün sonunda bir iki saat için bile olsa başbaşa bir tatile gelmişiz hissine de kapıldık.Gündüz otobüs biletlerini aldığımız tobaccocuda bir iki akşam dağ manzarasına karşı kocamla başbaşa keyif de yaptık.IMG_3247IMG_3246IMG_3249IMG_3901

İtalya (11 Ekim 2013 )

İtalya’nın güneyine indiğimiz ve bir hafta süren bu gezide Alitalia havayollarını tercih ettik.Biletleri yaklaşık 4 ay önceden alınca ekonomik bir fiyat yakaladık.Uçuş saatimiz 06.15 di.Gece yarısı denebilecek bir saatte uyandık.Çocukları yarı uyur vaziyette giydirdik.Aslında yarı uyur vaziyette diyerek Efe’ye haksızlık yapmak istemem.Efe okul zamanı güne sabah 7.00 de başlar ve her sabah bıkmadan -”iki dak.daha anne,tamam anne ,biraz daha” diye direnmekten yorulmaz.Ama yolculuk sabahları saat 3.00 de kalkmış bile olsa , yatağından enerjik fırlar..Evden çıkmadan önce valiz yoklaması yaparız:)Diş fırçası buradaaa,havlu terlik koyduk mu?koydukk,pantalon,çorap burdaa,ibufen aldık mı ?eveeeet,kitap…bu liste böyle uzar gider.valize koymamız gerekenleri hızla,sesli tekrar eder ve yola çıkarız..

Hava alanına vardığımızda tav ‘da kahvaltımızı ettik.Uçağa bindiğimizde ise artık uyku iyice bastırmıştı.IMG_1842

Napoli

”Aşk Yüzyılı Bitti’ benim bu seyahatte okuduğum kitap.Aslında her sehayat okuduğum kitapla da hafızama kazınır.Roma’ya tam vaktinde ,rötarsız bir şekilde vardık.Hava alanından önce Roma Merkez Tren istasyonuna giden bir trene bindik.Yolculuk yaklaşık 20 dak.yarım saat kadar sürüyor.Merkez tren istasyonunda indikten sonra hemen oradan Napoli hızlı treni için  biletimizi alarak Napoli’ye doğru yola koyulduk.Napoli’yi listeye eklememizin iki sebebi vardı.Birisi kesinlikle Napolitan ve Margaritha pizza yemek diğeri ise Pompei’yi gezmekdi.Her ikisini de yaptık ve size anlatacağım.Ama Napoli’de Garibaldi İstasyonunda indikten sonrası ile devam etmek istiyorum.Napoli küçük bir yer.Biz aynı gün Pompei’ye gideceğimiz için oteli istasyona yakın tercih etmiştik.Napoli pis bir şehir.Gitmeden önce internetten baktığımda her yerde buna benzer şeyler yazıyordu zaten.Yerlerde çöpler,eminönü yada sirkecinin pis versiyonu.En azından Garibaldi civarı böyleydi.Büyük kırmızı valizimizi çeke çeke ve çocuklara koşma,itme,diye diye otelimize yürüyerek vardık.İstasyona 300 mt mesafedeki bu otelin adı Eoropa Grand Hotel’di.Oteli ilk gördüğümüzde aile fertlerinin ilk tepkisi görülmeye değerdi.”Bu otelde mi kalacağızz!! ” Evet otel biraz kötüydü.Gürültülü bir yerdeydi.Eski ve köhne bir görüntüsü vardı.Ama otelin kötülüğü biraz da Napoli ile alakalı.Napoli biraz önce de değindiğim gibi genel olarak pis,kasvetli,karmaşık bir yer.Çok fazla zenci var.Bizim işportacılarımız gibi yerlerde çanta,elektrikli aletler,çakmaklar vs.satıyorlar.O gün bizim şansımıza bütün bu karışıklığa ilaveten gençlerin protesto gösterileri vardı.Artık neye tepki gösteriyorlar bilmiyorum ama ortalık polis kaynıyordu.Valizleri bırakır bırakmaz yine tren istasyonuna giderek Pompei’ye bizi götürecek banliyö trenine bindik.Tren inanılmaz kalabalıkdı.Hayatımda bu kadar kalabalık bir trene binmemiştim desem yalan olmaz.Aslında durak araları birbirine çok yakındı ama sürekli bir durak olduğu için 20 duraklık bir mesafeyi yaklaşık 40 dakikada gittik.Bulutlu ve yağmurlu bir gündü.Bu yüzden Vezüv yanardağına çıkışlar o gün yapılmıyordu.Pompei’ye girmeden önce kısa bir mola verdik.O trenden sonra böyle bir mola gerçekten iyi geldi.Çok kalın hamurlu kötü bir pizza eşliğinde Ateş bir bira,Efe ıce tea bende bir limon içtim.Kızımız o arada bebek arabasında uykuya daldı.Ardından antik şehri dolaşmaya başladık.Efe’nin hiç ummadığım kadar ilgisini çekti antik şehir. Orada Ateş’in liseden arkadaşına rastladık.Onlarda 18 aylık bebekleri eşliğinde bebekarabası ile geziyorlardı.Hatta uzaktan bebek arabalı bir çift olarak onları gördüğümde ”-Kim bunlar?Bizim dışımızda bir çılgın aile daha” diye düşündüm.Çünkü Pompei bırakın bebek arabası ile dolaşmayı yürüyerek dolaşmak için bile fazla taşlık,engebeli bir alan.Efes’in çok daha büyüğü ve korunmuşu.Aynı tren ile akşama doğru Napoli’ye döndük.Garibaldi İstasyonunda bu banliyö treninin kalktığı durağın adı Circumvesuviana.O akşam,İstanbul’dan araştırdığım ve ismini bulduğum pizzacıya gittik.Adı ”Da Michale” Sanırım günümüzün en güzel anıydı.3 orta boy pizza,cola.Bu kadar ince hamurlu,bu kadar yumuşak,sulu,mis gibi domates kokan,zeytinyağı sızan bir pizza az bulunur.1870 yılında açılmış bu dükkanda sadece 2 çeşit pizza bulunuyor.Margarita ve Napolitan.Kapısında genelde kuyruk oluşan bir mekan.Görüntü bizim pidecileri andırıyor.Basit,sade,ucuz ve muhteşem lezzetli.Ertesi gün varış noktamız Positano’ydu ve günün yorgunluğu ile nerede yattığımızı bile anlayamadan uykuya daldık.

IMG_2926

IMG_3241

IMG_3243